113. yılında Türk Hava Kuvvetlerine bağlı olan müze, yaklaşık 65 bin metrekarelik açık ve kapalı olmak üzere iki sergi alanına sahip olup, 39 yıldır ziyaretçilerini ağırlamaktadır.
Savaş sonunda düşmandan elde edilen uçak ve uçak parçalarının toplanmasıyla ortaya çıkan hava müzesi kurma fikri, Kurtuluş Savaşı sırasında şartların yetersizliği nedeniyle bir süre ertelendi.
Dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İrfan Tansel'in girişimiyle 1960 yılında çalışmalarına yeniden başlanan müze, 15 Mayıs 1971'de İzmir'de kuruldu.
Şehir merkezine uzaklığı nedeniyle bir süre sonra beklenen ilgiyi göremeyen müze, 1985 yılında dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Halil Sözer tarafından “İstanbul Hava Kuvvetleri Müzesi” adıyla bugünkü yerine taşınmıştır. .
Müzenin iç ve dış alanlarında, Türk havacılık tarihi açısından büyük önem taşıyan 60 uçak sergilenmekte olup, havacılık tarihine ilgi duyan öğrenciler başta olmak üzere 200 binin üzerinde yerli ve yabancı kişi tarafından ziyaret edilmektedir.
Müzede helikopterler, haberleşme cihazları, füzeler, uçaklar, haberleşme teçhizatı ve silah sistemleri sergileniyor.
Tarihi olaylarda yer alan uçaklar büyük ilgi görüyor. Bunların başında 1974 yılında Kıbrıs'ta Barışı Koruma Harekatı görevlerinde kullanılan ve açıkta sergilenen iki “F-102” uçağı geliyor.
ABD dışında yalnızca Türk ve Yunan Hava Kuvvetleri tarafından kullanılan uçak, aynı zamanda Türk Hava Kuvvetleri envanterine giren ilk ve tek delta kanatlı savaş uçağı olarak da kayıtlara geçiyor.
SAVAŞIN AKIŞINI DEĞİŞTİREN UÇAK
İngilizlerin 2. Dünya Savaşı'nda üstünlük sağlamasına yardımcı olan P-47D Thunderbolt tek koltuklu avcı-bombardıman uçağı da dünyadaki ender uçaklardan biri olarak müzede görülebiliyor.
İç sergi alanında askeri kıyafetler, rozetler, silahlar, yazılı belgeler, fotoğraflar başta olmak üzere çok sayıda buluntu bulunmaktadır.
Askeri Havacılık Teşkilatının kurucusu Mahmut Şevket Paşa'dan ilk hava kuvvetleri komutanı Zeki Doğan'a kadar pek çok havacının üniformalarının sergilendiği müzede, ilk hava şehitlerinin kıyafetleri ziyaretçilerden yoğun ilgi görüyor.
Kayseri Uçak Fabrikası'nda üretilen ilk Türk yapımı Pezetel PZL P-24 uçağı da iç hangarda sergileniyor.
Türk Hava Kuvvetlerinin ilk kapalı kokpitli uçağı 1943 yılında hizmet dışı bırakıldı. P-24 uçağı ise dünyada kalan son örnek olarak “2145” kuyruk numarasıyla müzede bulunuyor.
Müzede, ilk hava şehidi olan yüzbaşılar Fethi, Sadık ve Nuri Bey'lerin vefat ettikleri sırada giydikleri kıyafetlerin yanı sıra Fethi Bey'e ait altın madalya ve berat da sergileniyor. Müslümanların desteğini kazanmak için 8 Şubat 1914'te Bleriot Model 2 uçağı, 4 mürettebatla Yeşilköy'den havalanarak Mısır'ın Kahire kentine sefer yaptı.
Fethi Bey ve Sadık Bey'in bulunduğu uçak, İstanbul-Eskişehir-Afyonkarahisar-Konya-Tarsus-Halep-Humus-Beyrut-Şam rotasını izleyerek Şam'a başarıyla indi. Uçak, 27 Şubat'ta Şam'dan Kudüs'e giderken, Tiberya Gölü çevresindeki “Cehennem Vadisi” olarak adlandırılan bölgede bilinmeyen bir nedenle düşmüştü.
Hava kaptanları Fethi Bey ve Sadık Bey, Türk havacılığının ilk şehitleri oldu. Seferi tamamlamak üzere yoluna devam eden ikinci uçak ise El Ariş yakınlarında düştü. Uçakta bulunan Pilot Yüzbaşı Nuri Bey şehit oldu. Kazayı yaralı olarak atlatan Yüzbaşı İsmail Hakkı Bey yurda döndü.
Her iki uçağın düşmesi ve 3 pilotun şehit olmasının ardından Tayyareci Salim ve Rasıt Kemal Bey sefere kaldıkları yerden devam etmek için gönüllü oldular.
“Edremit” adı verilen uçak ilk olarak gemiyle Beyrut'a gönderiliyordu. Burada montajı yapılan uçak 1 Mayıs'ta buradan havalandı. Salim ve Kemal Bey, 15 Mayıs'ta seferi tamamlayarak İskenderiye'ye ulaştı.