Tuna’nın iki yakası Budapeşte – Turizm Haberleri

Tuna'nın iki tarafına uzanan Budapeşte, iki ayrı ruhun birleşimi gibi … Tarih tarihinin tepelerindeki yaşam paraziti ve tarihin ovaları hızla kaydırıyor … Tuna Nehri, bu iki güçlü ruhun aynası gibidir … Bu şehir, Hunghe'nin başkenti, tarihin ve kültürün entegre olduğu bir açık hava müzesidir. Osmanlı İmparatorluğu'nun eski izlerini taşıyan bu ışıltılı şehir, ziyaretçilerine geleceğin en zarif kolajını geçmişle sunuyor. Budapeşte'yi keşfetmeye başlamadan önce şehri anlamanın en iyi yolu, Tuna'nın bu iki tarafını bilmektir. Buda, daha sakin tarihsel yapılar ve iç içe doğa. Haşere hareket halindedir ve gece hayatı ile ünlüdür. Aralarındaki denge şehre benzersiz bir karakter veriyor.

Şiir gibi bir manzara
Şehre biraz girdiğinizde, ilk Buda Kalesi sizi karşılıyor. Tuna'nın batı kıyısında yer alan bu kale, sadece taşlarda inşa edilmiş bir bina değil, aynı zamanda Macar tarihi, gurur ve hafızanın kendisidir. Moğolcanın işgalinden sonra 13. yüzyılda inşa edilen bu kale zamanla birçok kez yok edildi. Ama her kalkmayı başardığında. Bugün, Ulusal Galeri Macar, Budapeşte Tarih Müzesi ve bu kaledeki Ulusal Kütüphane, eğer gün batımına rastlarsanız, şehir ayaklarınızın altında bir şiir olarak atılacaktır.

İhtişamını büyülüyor
Tuna'nın karşı kıyısında, muhteşem bir bina gözlerinize çarpacak: Parlamento Binası. Gündüz büyüleyici olan ve geceleri aydınlatmalı bir masal sarayı gibi olan bu binaya girdiğinizde, sessizce bir zaman tüneline girer. Altın tabanlı tavan süslemeleri, mermer sütunlar … Hepsi bir şey fısıldar: “Bu sadece bir devlet binası değil, bir kimlik tapınağı …”

Bu hikayeyi yaşamak zorundasın
Budapeşte, bir şehri yaşamak, bir peri masalına girmek gibi bir şehri ziyaret etmek yerine … Bu hikayeyi yaşamak istiyorsanız, Ajet İstanbul Sabiha Gökçen'den Budapest'ye Perşembe, Cuma ve Pazar günleri sevkiyatlara bir göz atın. Yurtiçi bilet fiyatlarına uçabileceğiniz Budapeşte'de bir Avrupa peri masalı ile deney yapın.

Direniş ve Eğlence Merkezi
Budapeşte'nin kalbinde, yedinci bölge olarak bilinen Yahudi mahallesi Erzsebetvaros bir zamanlar acı, direniş ve dayanışma merkeziydi. Bugün, geçmişin gölgeleriyle, modern yaşam iç içe geçmiş. Yahudi mahallesinin kalbinde yer alan Dohany Caddesi'nin sinagogu, sadece Budapeşte değil, sadece Avrupa'nın en büyük sinagogu değil. Geçmişi ağırlayan bu mahalle, başka bir açıdan Budapeşte'nin en canlı noktası haline geldi. Savaştan sonra terk edilen binalara yerleşen “Harabe Bar” adlı çubuklar, mahalleye tamamen farklı bir ruh ekledi. En ünlüsü bir simge haline gelen Szimpla Kert. Eski bir dairede kurulan burası ikinci mobilya, grafiti, bisiklet parçaları ve retro nesnelerle doludur. Hem turistler hem de genç kulüpler tarafından sıkça görülen bu bar, mahalleyi gece hayatının merkezine dönüştürdü.

Köprülerin her biri
Tuna Nehri'nin her iki tarafına püskürtülen Buda ve parazitleri ve parazitleri birbirine bağlayan köprüler ayrı bir sanat eseridir. Bunların en ünlüsü zincir köprüdür. Tuna'nın iki tarafını neoklasik mimarisi ve heybetli aslan heykelleri ile birleştiren bu köprü, geceleri ışıkların altında bir masal sahnesine dönüşüyor. 1896'da, Macaristan'ın binde bir yılı için inşa edilen Freedom Bridge Tepeleri'ndeki Tourul'un kuşları, Macar mitolojisinin gardiyanları gibidir. Tuna'nın ortasındaki Margit adasına bağlı Margit Köprüsü, Budapeşte'nin en romantik noktalarından biridir.

Hem ruha hem de bedene termal iyileşme
Tuna Nehri'nin her iki tarafında inşa edilen Budapeşte, sadece tarihi ile değil, aynı zamanda dünyanın derinliklerinden kaynaklanan iyileştirici sularıyla da ünlüdür. Yüzyıllar hakkında bilgi düşüşleri Budapeşte'yi “Avrupa'nın termal başkenti” haline getiren termal sular. Budapeşte'nin termal cenneti söz konusu olduğunda akla gelen ilk yer. Şehir parkında, güneşi sarı rengi ile taklit eden bu muhteşem yapı, Avrupa'nın en büyük komplekslerinden biridir. Suyun iyileşmesini sanatsal bir atmosferle yaşamak istiyorsanız, Gellert Bath'a bırakın. 1918'de açılan bu zarif yapı, mimarisi Art Nouveau ile bir binayı hatırlıyor. Budapeşte banyolarının bazıları doğrudan Osmanlı döneminden. Özellikle, Kiraly ve Rudas'ın banyoları 16. yüzyıldan beri duruyor … Dome tavanları, taş sütunları ve sapan ışıklarla, bu yerler sadece bir banyo değil, zamanlar da …

Maneviyatla dolu bir dikiş
Buda'da, Rozsadomb'da (Gül Hill) bulunan Gül Baba'nın mezarı, Budapeşte'deki en iyi bilinen Osmanlı eserlerinden biridir. 16. yüzyılda yaşayan Dervish Bektashi, Osmanlılar adına şehri fetheden ve burada ölen ordudaydı. Macaristan'daki Türk dostluğunun sembolü haline gelen bu mezar, Osmanlı tarzı mimarisiyle dikkat çekiyor. Mezar Bahçesi, Budapeşte'nin eşsiz bir manzarasını sunar.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir