
Bitlis'in Adilcevaz Mahallesi'nde bulunan 2 bin 700 yıllık Kef Kalesi'nde arkeolojik kazılar sürüyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın izni ve desteğiyle Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (Van YYÜ) Sanat Fakültesi Arkeoloji Bölümü'nden Doç. Dr. İsmail Coşkun başkanlığında yürütülen kazılarda elde edilen taşınır ve taşınmaz kültür varlıkları kentin tarihine ışık tutuyor.
Kalede yapılan arkeolojik kazılarda tabanı tamamen erişilebilir bir oturma odası, mutfak olduğu sanılan bir alan, mühür baskıları, seramikler, süs eşyaları, ocak, hayvan kemikleri, küller ve mimari kalıntılar bulunmuştur.
Ass. Bu yılki kazı çalışmalarının kalenin büyük salonunda yoğunlaştığını anlatan Dr. Coşkun, şöyle konuştu:
“Özellikle üst salonu tamamen ortaya çıkardık. Burada mühür baskıları, çanak çömlekler, taş aletler, süs eşyaları, büyük bir duvara bağlı soba olabileceğini düşündüğümüz bir alan, küller ve hayvan kemikleri bulduk.”

“SONUÇLAR URARTU'NUN SON DÖNEMİNE TARİHLENMİŞTİR”
Kef Kalesi'nin Aşağı Kasaba ve Yukarı Kasaba olmak üzere iki büyük alandan oluştuğuna işaret eden Coşkun, şöyle konuştu: “200 bin metrekarelik, tamamı surlarla çevrili geniş bir alandan bahsediyoruz.”
Sarayın girişinde kazı çalışmaları yaptıklarını belirten İsmail Coşkun, şöyle konuştu: “Burada bir mutfak olduğunu düşünüyoruz. Bulgular geç Urartu dönemine kadar uzanıyor. Üst salonda yaptığımız kazıda 8 fil ayağının tamamını ortaya çıkardık, ayrıca salona bağlı bir oda tespit ettik. Burayı Aşihusi (bereket evi, ziyafet salonu) olarak düşünüyoruz.”