‘OTA KİM BAKAR, BU İŞTEN BİR ŞEY OLMAZ’
1975 senesinde Kuyucak köyünde yaşayan Akıllı Konur, gittiği Fransa’dan dönerken bununla beraber birkaç dal da lavanta bitkisi getirdi. Köy halkı, Konur’a ‘Ota kim bakar, bu işten bir şey olmaz’ dedi. Sadece Konur’un bahçesine diktiği lavantalar, kısa sürede büyüyerek çoğaldı. Su ve hususi bakım gerektirmeyen lavantadan öteki köy sakinleri de dikince aniden bahçeler, birbiri ardına yayıldı. 1990 senesinde lavantanın yan ürünlerinden gelir elde eden köy halkı, lavanta bahçelerini turizme kazandırmayı düşündü. 2015 senesinde gelen 32 kişilik Çinli gezgin grubu, gül bahçelerinden sonrasında ziyaret etmiş olduğu lavanta bahçelerini oldukca beğendi. Toplumsal medya hesaplarından paylaştıkları lavanta bahçeleri bir sonraki yıl, ağırlıklı olarak Çinli gezgin gruplarınca ziyaret edildi. 2019 senesinde köyün girişindeki Plaka Tanıma Sistemi (PTS) kayıtlarına bakılırsa, 1 haftada köye 1500 vasıta girişi kaydedildi.
YALNIZCA 1 AY MOR RENGİNİ SERGİLİYOR
1976 yılından bu yana ailesinin lavanta işiyle geçimini sağladığını özetleyen Özkan Acar, 2 bin metrekarelik alanda hem kafeterya hem de lavanta ürünlerinin satılmış olduğu bir işletmeyle geçimini sağlıyor. Hediyelik eşyaların tümünde lavantanın izinin bulunduğunu belirten Acar, “Lavanta yalnızca temmuz ayı süresince, 1 aylık sürede mor rengini sergiliyor. O sürede her hafta sonu averaj 6-8 bin arası ziyaretçi geliyor. 1 ayda toplamda 20 bin konuk ağırlıyorum. İlk başlangıçta ‘Ota kim bakar’ demişlerdi sadece bugün gelinen noktada bu ota oldukca şahıs bakıyor” dedi. Hüseyin Avcı da geçimini lavanta bahçesi ve ürünlerinden sağlıyor. Lavanta bahçelerini turizme kazandırma noktasında kendisinin de tesiri bulunduğunu dile getiren Avcı, “‘Tanrı’ın otuna kim gelip baksın, fotoğraf çektirsin?’ dediler. Lavanta kokulu köy projesiyle hepimiz bugün bu köyü biliyor” diye konuştu.
Yoruma kapalı.